"Üst Solunum Enfeksiyonu"na dikkat!
"Üst Solunum Enfeksiyonu"na dikkat!
Echomar Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Emin Demirpolat, "Üst solunum enfeksiyonu gibi gözüken şey, başka bir şey olabilir. Bunun stratejisini doktorlar belirlemelidir. Evde şöyle bakarım tedavi ederim demek doğru değil. Elbette evde yapılması gerekenler yapılmalı ama tedavi için bir doktora danışmak gerekir" dedi.
Dr. Emin Demirpolat, 93,9 Değişim Radyo'da yayınlanan ve Arzu Tekin tarafından sunulan Arzu'yla Devrialem programında, çocuklarda üst solunum yolları enfeksiyonları, korunma yöntemleri ve tedavisi ile ilgili bilgi verdi.
Genelde üst solunum yolu enfeksiyonları olarak tabir edilen hastalığın, faranjit, laranjit, tonsilitler, orta kulak iltihapları, sinüzitler ve Akciğerde ana bronşlar dışındaki enfeksiyonlar olduğunu belirten Demirpolat şunları söyledi:
"Solunum yolu olduğu için solunum yoluyla bulaşırlar. Kandan bulaşmazlar. Virüsler olabilir, bakteriler olabilir, solunum yoluyla bulaşırlar. Genelde başka insanlardan bulaşırlar. Çok az sayıda virüs elimizle filan da bulaşır. Genelde damlacık yoluyla birilerinden bulaşır. Konuşur, öksürür, öpüşür, havada asılı damlacıklar yoluyla bulaşırlar."
Tedavi süreci konusunda da bilgi veren Demirpolat, "üst solunum yolu enfeksiyonlarında ailelerin en fazla yanıldığı nokta şudur. Bakılır, tedavi edilir, anne bakar benzer bir tedavi alıyor. Aynı tedaviye devam etmek ister. Üst solunum enfeksiyonu gibi gözüken şey, başka bir şey olabilir. Bunun stratejisini doktorlar belirlemelidir. Evde şöyle bakarım tedavi ederim demek doğru değil. Elbette evde yapılması gerekenler yapılmalı ama tedavi için bir doktora danışmak gerekir. Üst solunum yolları enfeksiyonları kışın olduğundan, bu mevsimin meyveleri olan portakal, mandalina mutlaka fayda sağlayacaktır. Kabaca destekleyici tedavilerdir bunlar ama komplikasyonlar olabilir. Alt solunum yolarına dönüşebilir. Uzun süren bir sinüzite dönüşebilir. Onun için mutlaka uzmanından d estek almak gerekir" dedi.
ISI DEĞİŞİKLİKLERİNE DİKKAT...
Dr. Emin Demirpolat, en fazla mevsimin hızla değiştiği
sonbahar, kış, ilkbahar aylarında görüldüğünü belirterek şunları söyledi:
"Aileler Soğuktan koruma şeklinde önlem alır. Fakat üst solunum yolu enfeksiyonları, sıcak
soğuk değişiminin fazla olduğu mevsimlerde olur. Hava iyidir, çocuk terlemiştir,
kreşten çıkar, o terle üşütür. Böyle de olur. Ailelere soğuğa değil, ısı
değişimlerine dikkat edilmesini öneriyoruz. Alerjik bünyeli çocukların daha sık
solunum yolu enfeksiyonu geçirdiğini görürüz.
Doğrudan bir ilişki yoktur. Bu daha ziyade dolaylı yolla olur. Alerjik
bünyeli çocuğun burunda rinit, hapşırık şeklinde devam eden rahatsızlığı daha
fazladır. Bunların alerji nedeniyle burunları tıkandığında ağzı açık uyurlar.
Bu da hastalığa daha açık olmalarına yol açar. Mikrobu çağrıştıran bir şey
yoktur ama organların etkisinden dolayı biraz daha sık görülür."
ANTİBİYOTİK KULLANIMI UYARISI...
Dr. Demirpolat, antibiyotik kullanımı ile ilgili bir soruya
ise şöyle cevap verdi:
"Üst solunum yollarında en fazla dikkat edilmesi gereken, çocukların antibiyotik
ihtiyacı olup olmadığıdır. Anneler bazen bir önceki seferde doktorun verdiği
antibiyotiği kullanmaya devam edebiliyor. Dünyada antibiyotik kullanımından
kaçınmak için ciddi çalışmalar var. Antibiyotik kullanmak çok kolaydır.
Sıkıntısı gerçekten ihtiyacı yok ve gereksiz yere veriyorsak, çocuğun
bağışıklık sistemi önemli oranda etkileniyor. Nasıl etkileniyor, Probiyotik
denilen bizi koruyan mikroplar da imha edilir. Bunları kırmamak için, şart
değilse antibiyotik kullanmamak gerekir. Bunu belirlemek için, bunları en iyi
bilen uzmanıyla diyalog ve testlerle karar vermek gerekir. Testler antibiyotik
kullanımından kaçınmak içindir. Kışın probiyotik ve prebiyotik besinleri daha
fazla tüketmemiz gerekiyor. Kışın Allah'ın hikmeti bunları içeren meyve ve sebzeler
çok bulunur. Pırasa, portakal, muz, nar
diye sayabiliriz. Bal da mutlaka önemli. Besin olarak böyle. Antibiyotik kullanmamız
gerekiyorsa, dikkatli olmak gerekir. Antibiyotikler solunum yollarının
florasını bozduğu gibi bağırsakların florasını da bozar. Bunu engellemek için
Probiyotiklerden de yararlanırız.
Biz doktorlar insanları korkuturuz. Anneler bu yüzden fazla korumacı davranır. Çocuğu eve hapseder. Demin bahsettiğim floranın oluşumu gecikir, çocuk steril bir çocuk olur. Bu çocuk, enfeksiyonlara en yatkın çocuk olur. Bir şeyden çok korkarsak başımıza gelir, bu da öyle. Korkumuzun da dengeli olması, ölçülü olması gerekiyor. Çocuklarımızı kesinlikle açık havaya çıkarmalıyız. Isı değişimlerinin en az olduğu dönem, sabah ve öğle arasıdır. Çocukların bağışıklık sistemi gelişmeli. En fazla korkulması gereken şey hijyen. Kalabalık yaşam alanları, kreşler ve okullar, hakikaten hasta çocuklarla dolu. Anne ben çalışıyorum, ne yapayım diyor. Doğadan kaçmamak, korkmamak gerekiyor. Doğal gıdalar, mevsiminde olan meyve ve sebzeler tüketilirse yararlı olur."
Haber : H Aksakal