GMİS KARADON ŞUBESİ 10. OLAĞAN GENEL KURULU...
Genel Maden İşçileri Sendikası'nın (GMİS) 10. Olağan Genel Kurul sürecindeki şube genel kurulları 7 Şubat 2015 tarihinde yapılan Karadon Şube Genel Kurulu ile devam etti.
GMİS Şemsi Denizer
Konferans Salonu'nda düzenlenen Karadon Şube 10. Olağan Genel Kurulu'na Karaman
Belediye Başkanı Mustafa Kalaycı, GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, Genel Başkan
Yardımcısı Satılmış Uludağ, Genel Sekreteri Behzat Cinkılıç, Genel Mali
Sekreteri Muharrem Sarıçam, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Osman
Tutkun, GMİS'e bağlı şubelerin başkan ve yöneticileri, eski sendikacılar,
Amelebirliği Yönetim Kurulu üyeleri ile delegeler katıldı. Genel Kurula Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun (TTK)
özelleştirileceği ve küçültüleceği yönündeki ifadelerine gösterilen tepkiler
damga vurdu. Genel Kurulun açılış konuşmasını Karadon Şube'nin mevcut Başkanı
Neşet Cebeci yaptı.
Cebeci, "10. Olağan
Genel Kurulumuza göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı hepinize teşekkür ediyorum.
Hoşgeldiniz. Genel Kurulun başta üyelerimiz olmak üzere Zonguldak'a, ülkemize
ve işçi sınıfına hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
Cebeci'nin
konuşmasının ardından divan heyeti seçimi yapıldı. Genel Kurulun Divan
Başkanlığına GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, Yardımcılıklarına İsa Mutlu ve
Ergin Cin, Üyeliklerine ise Müjdat Özdemir ile Soner Ürgü seçildi.
"SİYASETİN
ÇÖPLÜĞÜ, ZONGULDAK'A VE TTK'YA ART NİYETLİ BAKAN SİYASETÇİLERLE DOLUDUR"
GMİS Genel Başkanı
Eyüp Alabaş yaptığı konuşmada şunları söyledi;
"Karadon Şubemizin
10. Olağan Genel Kurulu'nun başta Karadon Şubemize, Sendikamıza, Türk-İş'e,
Türkiye işçi sınıfına hayırlar getirmesini diliyorum.
Bildiğiniz gibi
GMİS'in Genel Kurul süreci 10 Aralık 2014 tarihinde seçim kurulunun
oluşturulmasıyla başladı. 13,14,15, 16 Ocak tarihleri arasında şube delege
seçimlerini, 6 Şubat'ta Armutçuk Şubemizin Genel Kurulu'nu yaptık. 22 Şubat'a
kadar da şube genel kurullarını tamamlamış olacağız. Başta delege seçimleri
olmak üzere yüksek katılımlı ve demokratik olgunluk içinde, maden işçisine
yakışır bir şekilde bugünlere taşınmasında katkısı olan tüm madenci
arkadaşlarımızı yürekten kutluyor, teşekkür ediyorum. Genel Merkez Genel
Kurulu'nu ise Mart ayı sonunda ya da Nisan ayı başında yapacağımız Genel Merkez
Kurulu ile bu süreci en sağlıklı şekilde tamamlayacağız. Değerli arkadaşlar,
2014 yılı madencilik sektörü açısından gerçekten çok zor bir yıl oldu. 2014
yılı başta Soma ve Ermenek olmak üzere Türkiye'nin değişik yerlerindeki toplu
ölümlerin, iş cinayetlerinin yaşandığı bir yıl oldu. Başta Soma ve Ermenek'te
olmak üzere iş cinayetlerinde, iş kazalarında hayatlarını kaybeden madenci
arkadaşlarımıza, kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Yakınlarına
başsağlığı diliyorum. Allah bir daha böyle kazaları yaşatmasın."
MADENCİ, HAFTADA
37,5 SAAT ÇALIŞACAK, İKİ GÜN TATİL YAPACAK
Soma'da yaşanan
kazanın ardından Zonguldak'ı da ilgilendiren bazı yasal düzenlemelerin
yapıldığını hatırlatan Eyüp Alabaş, konuşmasına şöyle devam etti:
"Başta çalışma
saatleri ve en az iki asgari ücret düzenlemesi olmak üzere madencilerin
kazanımlar elde ettiği bazı düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemelerin bazıları
hayata geçirildi. Ama bir kısmı yasa yürürlüğe girmesine rağmen maalesef bir
kısmı ise uygulamayla geçmedi. Çalışma Bakanı, "Madenciye en az iki asgari
ücret uygulaması taban ücrettir. Sosyal haklar bunun dışındadır" demesine
rağmen uygulamayla ilgili sıkıntılar var. Biz bildiğiniz gibi konuyu mahkemeye
taşıdık. 10 Şubat'ta özel sektörde çalışan işçilerimizi ilgilendiren mahkeme
yapılacak. Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda çalışan arkadaşlarımızı ilgilendiren
mahkeme süreci de 10 Mart 2015 tarihinde başlayacak. Gerek Çalışma Bakanı'nın
kendisiyle, gerek üst düzey bürokratlarıyla, Türk-İş uzmanlarıyla, maden
sektöründe örgütlü olan Türkiye Maden-İş Sendikası'nın uzmanlarıyla ve
hukukçularla bugüne kadar yapmış olduğumuz görüşmelerde bu yasanın bizim ilk
başta anlattığımız şekliyle anlaşılması gerektiği ve bu şekliyle uygulanması
gerektiği yönünde ortak bir görüş oluştu. Biz de işyerlerimizde iki asgari ücretin
taban ücret olduğunu anlatmıştık. Bu sorunun bizim ilk gün savunduğumuz şekilde
mahkemede çözüleceği konusunda bir tereddüdümüz yok. Mahkemede sorun
çözüldüğünde, yasanın ilk çıktığı 12 Eylül 2014 tarihinden itibaren olan
bölümünü de iki asgari ücretle ilgili farklarını da arkadaşlarımız alacaklar.
Diğer yandan çalışma saatleriyle ilgili düzenleme 1 Ocak 2015 tarihinden
itibaren yeraltında 6 saat, günde 7,5 saat ve haftada 45 saat olarak yürürlüğe
girmişti. Bununla ilgili önce TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Alt
Komisyonu'nda daha sonra, bu hafta içinde üst komisyonda çalışma saatleriyle
ilgili düzenlemenin bizim ilk günden beri savunduğumuz şekliyle hem bizim
takibimiz hem de Türk-İş'in de katkılarıyla, günlük 7,5 saat, haftalık 37,5
saat ve iki gün tatil şeklinde geçmesini sağladık. Biz, TBMM Genel Kurulu'nda
da düzenlemenin bu şekilde geçeceğine inanıyoruz. Böylece çalışma hayatında
devrim niteliğinde bir düzenleme yapılmış olacak. Böylece İş Kanunu'na ilk kez
bir işkolunda, ilk kez 37,5 saat çalışma kavramı girmiş olacak. Bunda da Genel
Maden İşçileri Sendikası'nın ve yönetim kurulunun etkisi var."
"KIDEM TAZMİNATINA DOKUNULMASI GENEL GREV NEDENİDİR"
Kıdem tazminatının
her seçim döneminde gündeme getirilmesinin çalışanların moral ve motivasyonu
bozduğunu ifade eden GMİS Genel Başkanı Alabaş, konuşmasına şöyle devam etti:
"Kıdem
tazminatının her seçim döneminde olduğu gibi bu dönemde yeniden gündeme
getirilmesi çalışanların moral ve motivasyonunu bozdu. Türk-İş'in 2007 ve 2011
Genel Kurullarında kıdem tazminatı konusunun genel grev nedeni olacağı yönünde
kararları var. Nitekim son günlerde Kıdem tazminatının yeniden tartışmaya
açılması nedeniyle Perşembe günü Türk-İş Başkanlar Kurulu toplandı. Türk-İş
Başkanlar Kurulu'na sizler adına katıldım. O Başkanlar Kurulu'nda kıdem
tazminatının kırmızı çizgi olduğu, bu konuda alınan genel kurul kararlarına
sahip çıkılacağı, kıdem tazminatına dokundurulmayacağı kararı alındı. Son
günlerde herkesin diline doladığı TTK'nın özelleştirmesi ya da küçültülmesiyle
ilgili bazı söylemler oldu. Özellikle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'nın TTK
ile ilgili söylediklerini Genel Maden-İŞ Sendikası olarak Zonguldak halkı
olarak, maden işçileri olarak bizlerin kabul etmesi mümkün değil. Dün de TTK
ile ilgili böyle söylenmişti bugün de birileri çıkıp bunları söylüyor ve TTK'yı
ülke ekonomisinin sırtında kambur gibi göstermeye çalışıyorlar.
Zonguldak halkı ve
maden işçileri, dün bunu söyleyenlere nasıl cevap verdiyse bugün de o
söylemlere gerekli cevabı verecektir, yarın da verecektir. Hiç kimsenin
endişesi olmasın. Dün TTK ile ilgili olumsuz söylemlerde bulunan siyasetçilerin
adı bile hatırlanmazken, bugün TTK üretmeye devam ediyor. Siyasetin çöplüğü,
Zonguldak'a ve TTK'ya art niyetli bakan siyasetçilerle doludur. Dün olduğu
gibi, Zonguldak halkı ve maden işçileri ile Genel Maden İşçileri Sendikası,
TTK'ya nasıl sahip çıktıysa bugün de aynı şekilde sahip çıkacaktır."
"BU İDDİALAR
SÖYLEMDEN ÖTEYE GEÇEMEZ"
GMİS Genel Mali Sekreteri
Muharrem Sarıçam'da TTK'nın özelleştirilmesi ya da küçültülmesi söylemlerine
tepki gösterdi. Sarıçam, "Maden işçisi ve Genel Maden İşçileri Sendikası ile
Zonguldak bir bütündür. Bu nedenle bu tür iddialar söylemden öteye geçemez.
Şunu bilmeliler ki GMİS, Türkiye'nin işçi sınıfının önderidir. Zonguldak'taki
siyasetçilerde TTK ve Sendika ile ilgili konuşurken biraz düşünmelidirler" dedi.
"TTK'YA KİMSE DOKUNAMAZ"
GMİS Karadon Şube Sekreteri Adnan Tıska da TTK ile ilgili söylemlere sert tepki gösterdi. Tıska, "25 yıldır dinlediğimiz bir hikayeyi yine önümüze koydular. Dediler ki, "TTK'yı küçülteceğiz, özelleştireceğiz". Buna destek olanlardan biri de bizim, yani Zonguldak'ın milletvekilidir ve bu ifadeleri nedeniyle kendisini kınıyorum. Öncelikle açık ve net söylüyorum; Küçültemezsiniz, özelleştiremezsiniz, kapatamazsınız. TTK yıllarca ülke ekonomisine katkıda bulunmuş demir çelik fabrikaları ve ÇATES'e yıllarca kömür vermiştir. TTK sayesinde ülkemizin sanayi çarkları dönmüştür. Halen kurum ülkenin dört bir yanındaki ocaklara, yetiştirdiği Maden Mühendislerini göndererek adeta bir okul görevi yapmaktadır. Ülkemizde maden ocaklarında bir kaza olsa hemen TTK ekipleri olay yerine gönderiliyor. Soma'da ve Ermenek'te örneklerini gördük. Ermenek'teki kaza sonrası ben de gittim. Tahlisiye ekiplerimizin başarılı bir şekilde yapmış olduğu kurtarma çalışmalarını yerinde gördüm. Eğer TTK tahlisiye ekibimiz orada olmasaydı inanın kurtarma çalışmaları sırasında o kadar kişi daha hayatını kaybederdi. Yani TTK'ya sadece ülkemiz sanayisi açısından değil aynı zamanda madencilik sektörü açısından da ciddi bir ihtiyaç var. Bu ihtiyaç ortadayken, kurumu büyütüp, üretimi artırmanın yollarının aranması gerekirken küçültmekten, özelleştirmekten bahsetmenin mantığı bile yoktur. İşçi açıkları artıkça kurum zarar ediyor. Acilen işçi alınması lazım. Önümüzdeki süreçte kurum mekanize kazı ve çelik yürüyen tahkimat sisteminde geçecek. Bu şekilde üretim daha da artacak ve zarar düşecektir. TTK, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu bir kurum olmanın yanı sıra Zonguldak, Bartın, Karabük bölgemizin de bel kemiğidir.
Tekrar söylüyorum; TTK'ya kimse dokunamaz. 1990 Büyük Madenci Grevi'nde, 4-8 Ocak 1991 Büyük Zonguldak-Ankara Yürüyüşü'nde ben de vardım. Bölge halkı ve maden işçileriyle birlikte omuz omuza mücadele verdik ve TTK bugünlere kadar geldi. TTK'ya dokunmaya kalkışırlarsa bu kez bizi Mengen'den döndürmeye kimsenin gücü yetmez."
Konukların konuşmalarının ardından seçim konuşmalarına ve seçimlere geçildi. Mevcut Şube Başkanı Neşet Cebeci yeniden aday olmazken delegelerden helallik istedi. GMİS Karadon Şube Başkanlığı'na iki aday çıktı. Kemalettin Karataş ve Hakan Yeşil aday oldular.
Haber : iha
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor