Eğitimde yeni yaklaşımlar...
Eğitimde yeni yaklaşımlar...
Karadeniz Ereğli Çözüm Etüt Eğitim Kurumları Müdürü Gülşah Özdemir, "Aileler, dersleriyle ilgili kaygılar nedeniyle çocuklarına ailede öğrenilen şeyleri öğretmekte güçlük çekiyorlar. Ders yükünü biz üstleniyoruz. Ders yükü kalktığında aileler anne baba olarak üstlerine düşeni yapabilecek bir ortam oluşuyor. Bu ortamda da düzgün, vatana millete yararlı evlatlar yetişir diye düşünüyorum" dedi.
Çözüm Etüt Eğitim Kurumları Müdürü Gülşah Özdemir ve Rehber Öğretmen Bahar Bozan, Değişim Radyo'da Elif Yapıcı'nın hazırlayıp sunduğu Gündem Özel programına konuk oldu. Özdemir ve Bozan, yeni eğitim sistemi ve eğitimde yeni yaklaşımların özel eğitime etkileri konusunda açıklamalarda bulundu.
Çözüm Eğitim Kurumları Müdürü Gülşah Özdemir, programda kendisini tanıtırken, 12 yıldır eğitim sektöründe olduğunu belirterek, bir yıl önce kurumsallaşma çalışmaları kapsamında Çözüm Eğitim Kurumları olarak devam etme kararı aldıklarını söyledi.
Özdemir, "Daha önce bir dershanede çalıştım, orada öğrenciler ve velilerle aramızda bir bağ oluştu. Bu sektörde bayan olarak yapılabilecek en güzel işin öğrencilerle ilgili olduğunu düşündüm. Tüm çocuklarımı kendi evladım gibi görüyorum. Haftanın yedi günü yirmi dört saat çalışıyorum. Sevdiğim mutlu olduğum bir işi yapıyorum. Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz, daha iyisini yapmak için mücadele ediyoruz." dedi.
Çözüm kurumlarında minimum on kişilik sınıfları olduğunu, altı kişilik, beş kişilik sınıfları da bulunduğunu belirten Özdemir şöyle dedi:
"Merkezimize bilgilendirme olarak verilen tüm talimatları yapıyoruz. Hükümetimiz özel öğretim kurslarını kapatma kararı aldı. Aslında Dershane beş sene önce kapandı. Bu muhtemelen, tek ders çift ders olayı vardı. Hükümetimiz bir kısıtlama getirdi, 5 Kasım'da biz dönüşümümüzü gerçekleştirdik, Kişisel Gelişim Kursuna dönüştük. Hükümetimiz tamamen kesmek istese, dershanelerin çeşitli kurumlara dönüşümünü yapmazdı. Kişisel Gelişime sadece biz girmiyoruz, birçok dal var. Onların tamamen kaldırılmasını beklemiyoruz. Aldığımız bilgiler çerçevesinde daha güzel şeyler yapacağız. 27 çalışanımız var. Atanamamış bu kurumlardan ekmek yiyen bir sürü öğretmen var. İnşallah iyi olacak. Herkes bir çıkış noktası bulacak. Biz de kendimize göre bir yolda devam ediyoruz.
Çocukların her türlü eksiğini tamamlıyoruz. Resim dersimiz bile var. Bir ressam hocamız var. Resim öğrencinin zihnindeki her şeyin bir dışavurumudur bana göre. O sayede öğrenciyi daha iyi tanıyoruz. Bizde patron diye bir şey yok. Hep beraber çalışıyor, sıkıntıları hep beraber göğüslüyoruz. Beş yıldır birlikte çalıştığımız öğretmenlerimiz var. Demek biz de bir şeyler yapabilmişiz kendi adımıza diye düşünüyorum."
"HER ŞEYE HAZIRLIKLIYIZ!"
Son düzenlemeyle herkesin kişisel gelişime dönmeye çalıştığını belirten Özdemir şöyle devam etti:
"Dokuz yaşından doksan dokuz yaşına kadar herkese eğitim verebiliyoruz. Seksen yaşında İngilizce eğitimi gören bir amca olabilir. Resim kursu, dans kursu, açık öğretim öğrencilerine çeşitli dersler gibi eğitimler verilebiliyor. Anaokulları, kreş öğrencileri de bu alana girebiliyor. Kişisel gelişimin kapanması demek bu dalların hepsinin bitmesi gerek. Böyle bir şeyin olabileceğini düşünmüyorum. Dershaneler tamamen kapatılsaydı bunların hepsi kapanırdı. Bir dönüşüm getiriliyor. Hükümetimizin yarın yeni bir sistem getirmeyeceğini bilemiyoruz. TEOG'da geçen sene yaşadık bunu. Açık uçlu, kapalı uçlu sorular denildi, başka bir şey çıktı. Her şeye hazırlıklı olmaya çalışıyoruz."
Öğrencilerine özel ders aldırmanın ekonomik olarak güç olduğunu, velilerin aynı anda birkaç dersten eğitim almasını istediğini, bunun da büyük bir maddi yük oluşturduğunu belirten Özdemir, "Bizim gibi kurumlarda, insanların maddiyatını da etkilemeden bir çözüm üretiliyor. Devlete vergisini veren kurumlarız biz. Yapmamız gerekeni en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Yarının ne getireceğini düşünerek kafanızda şüpheyle giderseniz, yapmanız gerekeni de yapamazsınız. Biz ödev evi, dershane değiliz. Velinin üstünden eğitim yükünü alıyoruz, aileye annelik, babalık yapmak kalıyor. Aileler, dersleriyle ilgili kaygılar nedeniyle çocuklarına ailede öğrenilen şeyleri öğretmekte güçlük çekiyorlar. Ders yükünü biz üstleniyoruz. Ders yükü kalktığında aileler anne baba olarak üstlerine düşeni yapabilecek bir ortam oluşuyor. Bu ortamda da düzgün, vatana millete yararlı evlatlar yetişir diye düşünüyorum" dedi.
Özdemir, program sonunda sektördeki herkesin yolunun açık olmasını dilediğini ifade etti.
"REHBER ÖĞRETMEN İYİ İLETİŞİM KURABİLMELİ"
Rehber Öğretmen Bahar Bozan da altı yıllık bir öğretmen olduğunu belirterek Erzurum Atatürk Üniversitesi mezunu olduğunu, sınıf öğretmenliği, rehber öğretmenlik yaptığını, her alanda kendini geliştirmeye çalıştığını belirterek şunları söyledi:
"Rehber öğretmenin çocuklarla iyi iletişim kurması gerekir. Her derdini konuşabilmelidir. Dersten çok, öğretmenden ziyade abla, anne durumuna geçeceksiniz. Öğretmenler zaten var. Benim yanıma geldiklerinde kendilerini rahat hissetmeleri gerekir. Öğrencileri tek tek alırım, dertlerini dinlerim, yeri gelir ağlarım, yeri gelir gülerim. Rehberlik yaparken yoruluyoruz ama çok mutluyum bu işi yapmaktan ötürü" dedi.
Haber : Hüseyin Aksakal
ETİKETLER : Yazdır
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor