ÇATUROĞLU'NDAN "KÖMÜRDE BAĞIMLILIK" VURGUSU
AK Parti Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu, Zonguldak'taki özel sektör kömür işletmelerinin durumunu TBMM kürsüsünden değerlendirdi. Çaturoğlu, "Enerjiye en yoğun ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde yerli kaynaklardan kömür üreten firmaların piyasadan çekilmesi ithal kömüre olan bağımlılığımızı arttırmıştır" dedi.
AK Parti Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu, Zonguldak'taki özel sektör kömür işletmelerinin durumunu TBMM kürsüsünden değerlendirdi. Çaturoğlu, "Enerjiye en yoğun ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde yerli kaynaklardan kömür üreten firmaların piyasadan çekilmesi ithal kömüre olan bağımlılığımızı arttırmıştır" dedi.
Çaturoğlu, TBMM Genel Kurulunda görüşülmekte olan Askerlik Kanunu ve Bazı kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapılması hakkındaki kanun tasarısının birinci bölümü üzerinde AK Parti Grubu adına konuşma yaptı.
Çaturoğlu Genel Kurulda yaptığı konuşmasına "Özellikle Sultanahmet Meydanı'nda
yapılan menfur saldırıyı şiddetle kınıyorum. Terör nereden ve kimden gelirse
gelsin terördür ve terörün de, teröristin de affı olması mümkün değildir.Ayrıca,
görüşülmekte olan bu tasarıda madencilerimizi ilgilendiren maddeler bulunması
nedeniyle de özellikle madenciliğin başkenti olan Zonguldak'ta, Soma'da,
Ermenek'te, bütün maden bölgelerimizde bugüne kadar maden kazasında şehit olan
tüm maden şehitlerimize de Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum" diye konuştu.
"NEDEN TORBA YASA" ELEŞTİRİSİNİ CEVAPLADI
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu ile Genel Kurulda yapılan usul tartışmalarını
değerlendiren Çaturoğlu konuşmasına şöyle devam etti:
"Düzenlemelerin torba yasa şeklinde getirilmesi haklı olarak muhalefet
tarafından eleştirilmektedir. Bu eleştirilerin bir kısmına bizler de
katılıyoruz, ancak bu yasalar niçin torba şeklinde getirilmektedir, bunun
esbabımucibesi nedir, neden böyle bir gereksinim duyulmaktadır, bu konu
hakkında da bir iki kelime söylemek istiyorum. Öncelikle AK Parti hükümetlerinin,
2002 yılından 1 Kasım seçimlerine kadar seçim öncesinde seçmenimize,
vatandaşımıza vermiş oldukları sözleri, vaatleri seçimden sonra Hükûmet
programı hâline getirerek süratle hayata geçirme isteği sebebiyle bu
düzenlenmelerin acilen Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilmesini
zaruri hâle getirmiştir. Diğer konularda da buna benzer sebepler bulunmaktadır.
Bunlardan bir diğeri de, cumhuriyet tarihinde ilk defa bu yıl iki sefer üst
üste genel seçim yapılmış ve neredeyse 2015 yılı seçimle geçirilmiş, bu da
birtakım düzenlemelerin acilen Genel Kurula getirilmesini önemli kılmıştır. Bir
diğer husus da, sanki bu Mecliste iktidar partisinin kanun çıkarmak, muhalefet
partilerinin de bunu engellemek konsepti üzerine bir durum varmış gibi
gözüküyor. Bunun çözümü, İç Tüzük'ün değiştirilerek bu memleketin, bu milletin
hayrına olan yasaların bir an evvel uzlaşma çerçevesinde geçirilmesini
sağlamaktır. Eğer biz bu değişiklikleri yapamazsak, bu torba yasaların gelmesi
kaçınılmazdır ve gelmeye de devam edecektir."
KRONİK SORUNLARA NEŞTER VURULDU
Son yıllarda anayasal, kanuni ve kurumsal düzeyde yapılan reformlarla ülkenin demokratik düzeyi ve refah seviyesinin arttığını belirten Çaturoğlu şunları söyledi:
"Geçmişten kalan birçok kronik soruna neşter vurulmuş, hantal bir ekonomi ve
devlet yapısından üretimi ve rekabeti esas alan dinamik ve rekabetçi bir
ekonomi ile daha etkin ve hızlı bir kamu idaresine geçilmiştir. Böylece, uzun
yıllar çözülemeyen birçok sorun çözüme kavuşturulmuştur. Hiç kuşkusuz, sosyal,
ekonomik ve siyasi reformlar süreklilik arz eden bir yönetimi gerektirir. Bu
tasarı, 64'üncü Hükûmet Programı'nda ve 2016 yılı Eylem Planı'nda yer verilen
hususlardan genel olarak üç aylık dönemlerde gerçekleştirilmesi öngörülen
konuların hayata geçirilmesi için gerekli düzenlemeleri ihtiva etmektedir. Bu
kapsamda, yurt dışında yaşayan vatandaşlardan alınan askerlik bedelinin
düşürülmesi, Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartının vatandaşlara dağıtımına
başlanması, biyometrik verilerin korunması hususunda düzenlemeler yapılmakta;
tasarıyla ayrıca, Maden Kanunu, Türk Silahlı Kuvvetleri Kanunu ile 5510 sayılı
Kanun gibi bazı kanunlarda düzenleme yapılmakta; kamu payı yüzde 50'den az olan
ve Borsa İstanbulda işlem gören şirketlerin denetleme esaslarının
belirlenmesine ilişkin hususlar düzenlenmektedir."
Özellikle bu ilk grupta yer alan 10 madde üzerinden tasarının 6'ncı maddesi
üzerinde durmak istediğini vurgulayan Çaturoğlu şöyle dedi:
"Bu, kömür işletmeleriyle ilgili olan yasadır. Hepinizin bildiği gibi, cari
açığımızın büyük bir kısmı enerji ithalatından kaynaklanmaktadır. Enerjiye en
yoğun ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde yerli kaynaklardan kömür üreten firmaların
piyasadan çekilmesi ithal kömüre olan bağımlılığımızı arttırmıştır. Enerji
üretiminde yüzde 50'den fazla doğal gaza, doğal gazda da yüzde 50'sinden fazla
bir ülkeye bağımlı durumdayız. Enerji Bakanlığımız son zamanlarda enerjideki bu
dış bağımlılığı azaltmak noktasında bir dizi çalışma yapmaktadır. Öncelikle,
kaynak ve kaynak ülke çeşitliliği artırmaya çalışılmakta ve yerli kaynaklara da
ağırlık verilmeye çalışılmaktadır. Hepimizin bildiği gibi, dünyadaki fosil
kaynakların üçte 2'si kömürdür ve Türkiye'de de çeşitli havzalarda değişik
kurumlarca işletilen kömür madenleri bulunmaktadır. Bu bağlamda da yerli kömür
üretimine öncelik verme konusunda çalışmalar yapılmaktadır.
Daha önce yer altı kömür sektöründe faaliyet gösteren işletmelerle ilgili olarak 6592 sayılı Kanun ile 4857 sayılı İş Kanunu'nda değişiklikler yapılmış, iş süreleri azaltılmış, çalışma günleri azaltılmış ve ayrıca, 3213 sayılı Maden Yasası'na eklenen 9'uncu maddeyle de yer altı madenlerinde çalışanların en az 2 asgari ücret alması öngörülmüştür.
Yine, kamuda meydana gelen bu maliyet artışları Şubat 2015'te yapılan 6592
sayılı Kanun ile Maden Kanunu'na eklenen geçici 29'uncu maddeyle karşılanmış,
bu düzenlemeyle Bakanlar Kuruluna yetki verilmiş ve Bakanlar Kurulu da bir
kısım formülasyonlar sonucunda destekler yapmıştır ama bu destekler de yeterli
olmamıştır. Ancak, burada özel sektörde faaliyet gösteren yer altı kömür
işletmeleri bu düzenlemeye dâhil edilmemişti. Soma kazası sonrası, bildiğiniz
gibi bu madenlerde çalışanların sayısı oldukça azalmıştır. Bunda, kazadan sonra
getirilen çeşitli mali yükümlülüklerin ve diğer konuların etkisi vardır, birçok
işletme de bu bağlamda kapatılmıştı. Şimdi bunların tekrar açılabilmesi, bizim
millî kaynaklarımızın değerlendirilebilmesi açısından bu düzenlemenin 6'ncı
maddesiyle Bakanlar Kuruluna yetki vermek suretiyle bunların maliyet
artışlarından kaynaklanan üretim maliyetlerinin bir kısmının karşılanması
öngörülmektedir. Şimdi, yapacağımız bu kanun düzenlemelerinin 6'ncı maddesiyle
özel sektörü de bu kapsama alıyoruz. Daha önce redevans işletmeleri için
yetersiz olan ve özel maden işletmelerinin de mağduriyetlerinin giderilmesi
noktasında çalışma yapılması burada önerilmektedir.Kanunun 6. Maddesi TBMM
Genel Kurulunda kabul edilmiş, olup, ülkemize, milletimize, maden işletmelerine
ve madencilerimize hayırlı olmasını diliyorum."
Haber : Değişim Haber Merkezi