ALBAYRAK "KUTLU DOĞUM"U ANLATTI
ALBAYRAK "KUTLU DOĞUM"U ANLATTI
Kdz Ereğli Müftüsü Recai Albayrak, " Kutlu Doğum, sadece peygamber efendimizi anmak anlamında algılanmamalı. Anmaktan anlamaya, anlamaktan yaşamaya giden bir süreci oturtmak istiyoruz. Anmanın sebebi, andığımız kişinin anlattıklarını kavramak, bu da yetmiyor, hayatın içinde ona yer verebilmektir" dedi.
Kdz Ereğli İlçe Müftüsü Recai Albayrak, 17-23 Nisan tarihleri arasında kutlanacak olan Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında Değişim Radyo'da konuk oldu.
Değişim Radyo çalışanlarına gül takdim eden Albayrak, program öncesinde Değişim Radyo Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Doğan ile bir süre sohbet etti, görüş alışverişinde bulundu.
Müftü Albayrak, Nurettin Armutlucuma'nın hazırlayıp sunduğu programa Kur'an tilaveti ile başladı.
Albayrak, programcının sorusu üzerine, mesleki kariyerini anlatırken, 4 yıldır Ereğli'de görev yaptığını, toplam 37 yıllık hizmeti bulunduğunu ifade ederek, "Gittiğimiz her yerde güzel şeyler yapabilmek hedefimiz, toplumu dini konularda bilgilendirmek en büyük misyonumuz. İnsanımızın dünyevi değil, uhrevi mutluluklara da erişebilmesi için çalışıyoruz," dedi. Albayrak, Kulluk görevi yaparken, insani değerler olmadan bir kulluğun dinimize uygun olmadığının aşikar olduğunu ifade etti.
Kutlu doğum haftası hakkında bilgi veren Albayrak, 1989 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet Vakfı tarafından oluşturulan bir hafta olduğunu, heyecanlı etkinliklerle gerçekleştirilen ve her yıl nisanın ortasında kutlanan bir tarih olduğunu söyledi.
Bu sene17-23 Nisan tarihleri arasında kutlamalar gerçekleştirildiğini belirten Albayrak şöyle dedi:
"Buradaki amaç bizim peygamberimizi insanımız daha iyi anlasın. Anarken anlamak, anladığımızı hayata intikal ettirmek gibi bir amaç var. Bu hafta çok bereketli bir haftadır. Diyanet başlattı ama toplumda akis buldu. Gönlünde Allah sevgisi, Peygamber muhabbeti olan herkes birtakım etkinlikler yapabiliyor.
Bizim burada çok üzerinde durmak istediğimiz nokta şudur. Kutlu Doğum, sadece peygamber efendimizi anmak anlamında algılanmamalı. Anmaktan anlamaya, anlamaktan yaşamaya giden bir süreci oturtmak istiyoruz. Anmanın sebebi, andığımız kişinin anlattıklarını kavramak, bu da yetmiyor, hayatın içinde ona yer verebilmektir. Peygamberimizin hayatına baktığımız zaman, hayatı pürüzsüz olan, hatasız olan, bütün insanlığın en büyüğü diyebileceğimiz, Allah'ın da öyle taktim ettiği büyük bir insandan bahsedtiyoruz. Tarihte çok büyük insanlar kendi kategorilerine göre değerlendirilmiş olabilirler. Fatihler vardır, komutanlar vardır ama Peygamber efendimizin bir farklılığı var. Vahiyle beslendiği için hayatının her aşamsında örnek teşkil eden davranışlar sergilemiş, insanlığa, ümmetine model olmuştur. Hayatının hiçbir aşamasında en ufak bir 'çizik' olmayan bir insan."
KUTLU DOĞUM HAFTASI PROGRAMLARI...
Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla, taşrada il ve ilçe müftülüklerinin programlar icra ettiğini ifade eden Albayrak, ilçedeki kutlu Doğum Haftası etkinlikleri hakkında şunları söyledi:
Üç dört yıldır kutlu doğum haftası öncesinde başlattığımız binbir hatim programı temel programlarımızdan biridir. Erzurum'da başlamış, yüzyıllardır devam etmiş bir program. Toplumdaki Kur'an aşıklarının toplanıp Kur'an cüzlerinin tümünü okuyarak bir hatim oluşturuyor. Ereğli'de üç yıldır binbir hatim yapıyoruz. Kutlu doğum haftasında yapıyoruz. Bunun anlamı şudur. Peygamberimize kutlu kitap gelerek peygamberlik sıfatını almıştır. O kutlu kitap Kur'an dır. Biz toplumun bu Kur'an ayetlerini toplanarak büyük bir feyze nail olması açısından gerçekleştirdik. Bir ay önce başladık. Binbir hatim okundu, fazlası olacak. Duasını haftanın son günü Safa Camisinde tüm görevlilerimizin ve halkımızın iştirakiyle, 23 Nisan Pazar günü gerçekleştireceğiz. Tüm Kur'an sevdalılarını oraya davet ediyoruz.
Diğer taraftan ana programımız var her yıl. Her yıl bir ana temamız var. Bunu Diyanet İşleri Başkanlığımız tespit ediyor. Bu seneki programımızın konusu, çok ihtiyaç duyduğumuz bir konu. Çok sıkıntılı olduğumuz bir alanı belirlemiş. Hz Peygamber ve güven toplumu diye toplumsal kaynaşmamızda önemli bir harç olan güven toplumunun tesisine yönelik bir tema belirlendi. Temalar belirlenirken toplumun ihtiyaçlarına, aktüel noktada önemli esaslar göze alınarak belirleniyor. Toplumun birbirine güvenememe sorunları var. Peygamberimiz Muhammed-ül Emin sıfatı peygamberlik öncesinde bu sıfatı almış, güvenin timsali olarak takdim edilmiş. İnşallah bu güven toplumunun oluşmasına bizim etkinliklerimiz de katkı sunacaktır. Hedefimiz budur.
Bu tema göz önünde bulundurularak, 21 Nisan Cuma günü 20 30'da Gülüç Büyük Anadolu Otel'de, o ana programı gerçekleştireceğiz. Radyonuz aracılığıyla bir manada dinleyicilerimize de davetimiz olsun.
Diğer taraftan konferanslarımız var, cezaevi, hastane ziyaretlerimiz var. Özellikle Kutlu Doğum Özel Programı düzenliyoruz. 4-6 yaş çocuklarına özel kurslarımız, sınıflarımız var. Bir manada Kreş diyebilirsiniz. Diyanet tarafından belirlenen müfredat dahilinde bu çocuklarımızı Kur'an'la tanıştırmaya çalışıyoruz. Onlara şimdiden bu güzellikleri aktarmaya çalışıyoruz. Farklı aktiviteler, psikolojik destekler, oyun olanaklarıyla bu işi gerçekleştiriyoruz.
Bu program, topluma açık ilk programımız AKM'de 14.30'da çocuklarımızın yaptığı aktiviteler. Onun da sembolü olmak üzere bir program tertip ettik. Arzu edenler katılabilirler. Diğer taraftan köylerimizde, beldelerimizde konferanslarımız var. Çarşamba günü İl Müftümüz Ormanlı beldemizde konferans verecek. Arkadaşlarımızın köylerde, beldelerde programları gerçekleştirilecek.
Pazar günü hem Miraç kandilini kutlayacağız, hem de ana programımızı yapacağız. İlahi ve kaside sunumumuz olacak, kısa bir program. Dr. Fatih Kurt, bu konuda güzel çalışmaları var, konuşmacı olarak buraya 21 Nisan 20 30'da güzel bir program icra edecek"
Hz Muhammed'in Kur'an'ı anlatmak için geldiğini dile getiren Albayrak şunları kaydetti:
"Programlarımız neyi amaçlıyor. Anmak. Haftalar var, günler var. Diyelim Anneler günü. Bu bir semboldür. Bir insan 364 gün annesini ihmal edecek, bir gün gül vererek gönlünü alacak. Bizim anlayışımıza göre bu doğru değil. Allah bize güzel nimetler verdi. Allah'ın bize verdiğini başka kimse veremez. Sevgili her zaman sevgilidir. Biz sadece sembol olmuş, miladi tarih itibarıyla peygamberimizin gelişini kutluyoruz ama bunun muhabbetimizi, Allah'a olan kulluğumuzu arttırması lazım.
Bu seneki tema çok calib-i dikkattir. Hz. Peygamber ve Güven Toplumu. 37 yıldır görev yaptığımı söyledim. Ben şunu düşünüyorum. Ben işin gerçekten nirengi noktasını yakalama adına paylaşmak istiyorum. Peygamber efendimizin bir hadisi var. Yüzbinlerce intikal eden hadisleri var. Bizim hayatımıza yön verecek söylemler. Hiç birisi olmasaydı ve tek bir söz söyleseydi, 'Müslüman elinden ve dilinden diğer insanların güvende olduğu kimsedir' olurdu. Bu efradını cami, ağyarını mani bir tariftir. Bunu daha da spotlaştıralım, 'Müslüman güvenilen adamdır." Bu bizim toplumumuzun neresini kuşatmaz ki. Bireysel ilişkilerimizi, aile ilişkilerimizi, komşularla ilişkilerimizi kuşatır bu. Bir Müslüman toplumda güvenilen bir insandır diyor. Bundan daha değerli bir sıfat var mıdır? Daha fazla bir unvana gerek var mı? Bu benim dünyamı da kuşatır, ahiretimi de kuşatır.
Bir reklam vardı, diyor ki; 'Güven kaybetmektense para kaybetmeyi yeğlerim.' Bu Müslüman elinden ve dilinden diğer insanların emin olduğu kimsedir hadisinden alınmış. İnsanlar güven duymadıktan sonra paranın pulun önemi yoktur. Dükkanlar niye kapatılır? İnsanlar dükkanları açık bırakıp gitsin istemez miyiz? Zarar doğuracak şeyler doğabilir ama Müslüman olarak şunu söylüyorum. Bu stüdyoda beni altınlarla bıraksanız, kimse olmasa, bir ay da burada kalsam, o altının bir gramına dokunamam. Müslüman güvenilen insandır. Öyleyse ben benim olmayanı alamam. İnsanların hakkına giremem. Onların namusuna yan gözle bakamam. Onların malı bir emanettir.
"GÜVEN TOPLUMU KAVRAMI..."
Sadece camilerde lokal manalarda İslam'ın güzelliklerini, Kur'an'ın mesajlarını anlattıklarını ama bunun yeterli olmadığını ifade eden Albayrak, " resmi kanallarda, özel kanallarda dini programlara yer veriliyor. Bu yeterli değil, belli bir süreklilik olması lazım. Başkanlığımızın bir Diyanet TV'si var. Bunu bir kısım vatandaşımızı izliyor ama reytingi yüksek kanallar ve zamanlara bu programları koyabilirsek, insanlar, güven toplumu, insanlık kulluk fikirlerinin tadına varabilir. Bu noktada biz de sorumluyuz. Alan açılmıyor diyebilip mazeret üretebiliriz. Bu alanları biraz da bizim açmamız lazım" diye konuştu.
Albayrak şunları kaydetti:
"İnsanlar diyor ki, İslam'ın menettiği şeyleri yapmazsam yaşayamam diyor. 'Çöplükte' yaşayan bir insan, gül bahçesine geldiğinde aradaki farkı çok daha iyi görür. Vaazlarda şunu söylüyorum, bugün Cuma, haftalık bayram geldiniz. 30 saniye herkes düşünsün, baba olarak, amca olarak, sala verildi, geldim buradayım diyorsunuz. Peki, şunu düşündünüz mü? Benim oğlum, yeğenim nerede diye düşündünüz mü? Çocuğun hangi yasak ortamlarda dolaşıyor. Biz onlardan da sorumluyuz. Çocuğumuzu iyi okullarda okutalım, cebine para koyalım değil ki sadece. Maddi imkânlar sunmakla beraber onun da ölçüsü olması lazım. Maddi imkânlar insanların nefsini azdırabiliyor. İnsanlar ben camiye geldim, çocuğum da camiye gelmeli diye düşünmeli. Bunu yapmadığımız zaman güven toplumu konusunda sıkıntılarımız var. "
Albayrak, programın son bölümünde dinleyicilerden gelen soruları yanıtladı.
Haber : Hüseyin Aksakal
ETİKETLER : Yazdır